|Bizim milletimizin adalet düzeyi,
başka milletlerin adaletinden
aşağı kalamaz.
M.Kemal Atatürk

⚖️ TİHEK. Başvuru No: 2024/902, Karar Tarihi: 24.01.2025

I.  BAŞVURUNUN KONUSU

  1. Başvuru; başvuranın kiracı olması nedeniyle ikamet ettiği sitenin otoparkından faydalanamadığı ve bu sebeple servet temelinde ayrımcılığa maruz kaldığı iddiasına ilişkindir.

II.   İNCELEME SÜRECİ

  1. Başvuran vekili başvuru dilekçesinde özetle:
  2. Müvekkilinin muhatap ev sahibinin mülkiyetinde bulunan konutta 19/3/2021 tarihli kira sözleşmesi uyarınca kiracı olarak oturduğunu,
  3. 25/3/2024 tarihinde … Yönetim Kurulu tarafından müvekkiline gönderilen mailde kira sözleşmesinde otopark kullanımı belirtilmediği sürece site otoparkının kiracılar tarafından kullanılamayacağı, otopark alanına araç park etmek isteyen kiracıların konut sahibinden imzalı izin belgesini ruhsat örneği ile birlikte 10/4/2024 tarihine kadar resepsiyona teslim etmesi gerektiğinin bildirildiğini, izin belgesi olmayan araç plakalarının 11/4/2024 tarihinden itibaren otomatik giriş sisteminden silindiğini ve bu araçların otoparka girişlerine izin verilmediğini,
  4. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 4’üncü maddesi hükmü uyarınca otoparkların ortak kullanım alanı olduğunu, kiracıların kira sözleşmesi devam ettikçe mülk sahibine ait kullanım hakkına uygun haklardan yararlanması gerektiğini, Country Life Yönetim Planı’nın 69/j maddesine göre her bağımsız bölüme bir araçlık otopark kullanım hakkının tanındığını, müvekkilinin 2021 yılından bu yana otopark hakkını sorunsuz şekilde kullandığını, kira sözleşmesinde otopark hakkını kısıtlayan herhangi bir hükmün olmadığını, ortak kullanım alanı niteliğindeki otoparkların kullanımının ev sahibi veya site yönetimi tarafından engellenemeyeceğini ve müvekkilinin kiracı olması nedeniyle ayrımcılığa uğradığını iddia etmektedir.
  5. Muhatap B.Y.Ö.’nün vekili tarafından sunulan yazılı görüşte özetle:
  6. Country Life Site Yönetimi tarafından 11/9/2023 tarihinde otopark kullanımına ilişkin yönetim kurulu kararı alındığı, karar uyarınca kiracıların otopark kullanımına ilişkin mal sahiplerinden yazılı izin alması gerektiği, başvuranın müvekkilinden yazılı izin istemediği,
  7. İlgili kararın kanuna ve site yönetim planına uygun olduğu, nitekim kira sözleşmesi uyarınca kira sözleşmesinin yalnızca dairenin kullanımını kapsamakta olduğu, otopark kullanımına ilişkin herhangi bir hak sağlamadığı,
  8. Öte yandan başvuranın iddialarının İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesinin 2024/… Esas sayılı dosyasında yargılamaya konu olduğu ifade edilmektedir.
  9. Muhatap Country Life Rezidans Site Yönetimi vekili tarafından sunulan yazılı görüşte özetle:
  10. Müvekkili tarafından 11/9/2023 tarihinde Site Yönetim Planı’nın 69’uncu madde (j) bendine dayanarak otopark kullanım sorunlarının önüne geçilmesi amacıyla Yönetim Kurulu Kararı alındığı, karar uyarınca kiracıların otopark kullanımına ilişkin mal sahiplerinden yazılı izin alması gerektiği, söz konusu kararın tüm site sakinlerine bildirildiği, kararın ilgili Kanun’a ve Site Yönetim Planı’na uygun olduğu,
  11. Müvekkilinin Yönetim Kurulu kararlarını uygulamakla mükellef olduğu, başvuran tarafından kat malikinden alınan geçerli bir onay belgesi sunulmadığını, bu nedenle müvekkili tarafından ilgili Yönetim Kurulukararınınuygulandığı,
  12. Müvekkilinin Yönetim Kurulu kararlarını uygulamaktan başka bir yetkisi olmadığı hususunun açıkolduğu, dolayısıyla işbu başvurununmüvekkiline yöneltmesininhaksız olduğu,

ç. Başvuranın iddialarının İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2024/… Esas sayılı dosyasında yargılamaya konu olmasına rağmen salt karşı tarafı huzursuz etmek gayesi güdülerek Kuruma başvuru yapıldığı, başvuranın derdest bir dava var iken Kuruma başvuru yapmasının usul ekonomisi açısından gereksiz ve kötü niyetli olduğu ifade edilmiştir.

  1. Muhatapların yazılı görüşlerine karşı başvuran vekilinin sunduğu yazılı görüşte özetle:
  2. Muhatap ev sahibinin vekili tarafından öne sürülen müvekkilinin yazılı izin talep etmediği iddiasının gerçeğe aykırı olduğu, müvekkili tarafından izin belgesinin temini amacıyla ev sahibine taahhütlü mektup dahi gönderildiği ancak ev sahibinden olumlu bir geri dönüş olmadığı,
  3. Country Life Sitesi Yönetim Kurulu tarafından alınan kararın müvekkili nezdinde zarara sebebiyet verdiği, müvekkilinin aracının site otoparkına alınmadığından aracı için otopark ücreti ödemek zorunda bırakıldığı,
  4. İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesinin 2024/… Esas sayılı dosyasına rağmen ev sahibi tarafından taraflarına yazılı bildirim yapılmadığının iddia edildiği, söz konusu dava ile Kuruma yapılan başvurununnedenleri arasında farklılık bulunduğu,

ç. Country Life Sitesi Yönetim Kurulu tarafından alınan kararın ev sahipleri tarafından kiracılarına ayrımcılık yapmak için kullanıldığı ve müvekkilinin yalnızca kiracı olduğundan mütevellit otopark kullanım hakkının engellendiğini iddia etmektedir.

III. İLGİLİ MEVZUAT

  1. Anayasa’nın“Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10’uncu maddesi şöyledir:

Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

(…)

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”

  1. 20/4/2016 tarihli ve 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2’nci maddesinin (d) bendine göre doğrudan ayrımcılık “Bir gerçek veya tüzel kişinin, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden karşılaştırılabilir durumdakilere kıyasla eşit şekilde yararlanmasını bu Kanunda sayılan ayrımcılık temellerine dayanılarak engelleyen veya zorlaştıran her türlü farklı muameleyi (…)” ifade
  2. 6701 sayılı Kanun’un “Eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı” başlıklı 3’üncümaddesi şöyledir: “(1) Herkes, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşittir.
  • Bu Kanun kapsamında cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılık yasaktır.
  • Ayrımcılık yasağının ihlali hâlinde, konuya ilişkin görev ve yetkisi bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ihlalin sona erdirilmesi, sonuçlarının giderilmesi, tekrarlanmasının önlenmesi, adli ve idari yoldan takibinin sağlanması amacıyla gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.
  • Ayrımcılık yasağı bakımından sorumluluk altında olan gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri, yetki alanları içerisinde bulunan konular bakımından ayrımcılığın tespiti, ortadan kaldırılması ve eşitliğin sağlanması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.
  1. 6701 sayılı Kanun’un “Ayrımcılık türleri” başlıklı 4’üncümaddesininbirincifıkrasışöyledir:

(1) Bu kanun kapsamına giren ayrımcılık türleri şunlardır: a) Ayrı tutma. b) Ayrımcılık talimatı verme ve bu talimatları uygulama. c) Çoklu ayrımcılık. ç) Doğrudan ayrımcılık. d) Dolaylı ayrımcılık. e) İşyerinde yıldırma. f) Makul düzenleme yapmama. g) Taciz. ğ) Varsayılan temele dayalı ayrımcılık.

  1. 6701 sayılı Kanun’un “Ayrımcılık yasağının kapsamı” başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrasında “Eğitim ve öğretim, yargı, kolluk, sağlık, ulaşım, iletişim, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler, sosyal yardım, spor, konaklama, kültür, turizm ve benzeri hizmetleri sunan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri, yürüttükleri faaliyetler bakımından bu hizmetlerden yararlanmakta olan veya yararlanmak üzere başvurmuş olan ya da bu hizmetler hakkında bilgi almak isteyen kişi aleyhine ayrımcılık Bu hüküm kamuya açık hizmetlerin sunulduğu alanlar ve binalara erişimi de kapsar.” hükmü yer almaktadır.
  2. 6701 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, Kurumun, “ayrımcılık yasağı ihlallerini resen veya başvuru üzerine incelemek, araştırmak, karara bağlamak ve sonuçlarını takip etmek”le görevliolduğudüzenlenmiştir.
  3. 6701 sayılı Kanun’un “İspat yükü” başlıklı 21’inci maddesi şöyledir:

Münhasıran ayrımcılık yasağının ihlali iddiasıyla Kuruma yapılan başvurularda, başvuranın iddiasının gerçekliğine ilişkin kuvvetli emarelerin ve karine oluşturan olguların varlığını ortaya koyması hâlinde, karşı tarafın ayrımcılık yasağını ve eşit muamele ilkesini ihlal etmediğini ispat etmesi gerekir.

IV.  DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

  1. 6701 sayılı Kanun’un “Başvurular” başlıklı 17’nci maddesinin birinci fıkrası, “Ayrımcılık yasağı ihlalinden zarar gördüğü iddiasında bulunan her gerçek ve tüzel kişi Kuruma başvurabilir.” hükmünü Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre “İlgililer, Kuruma başvurmadan önce bu Kanuna aykırı olduğunu iddia ettikleri uygulamanın düzeltilmesini ilgili taraftan talep eder. Bu taleplerin reddedilmesi veya otuz gün içerisinde cevap verilmemesi hâlinde Kuruma başvuru yapılabilir. Ancak Kurum, telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ihtimali bulunan hâllerde, bu şartı aramadan başvuruları kabul edebilir.” Bu çerçevede başvuran başvuru dilekçesinde, adı geçen Kanun’un 3’üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen servet temelinde ayrımcılığa maruz kaldığı iddiasında bulunmaktadır. Ayrıca başvuranın muhatap Site Yönetimine hitaben

2/4/2024 tarihli bir dilekçe yazdığı, muhatap ev sahibine ise otopark kullanımı talepli mektup yazdığı ancak muhatapların otuz gün içinde cevap vermediği anlaşılmıştır. Yapılan inceleme neticesinde başvurunun esastan incelenebilecek bir başvuru olduğu değerlendirmesine varılmıştır.

  1. Ayrımcılık yasağı, uluslararası insan hakları hukukunun temelinde yer almakta ve pek çok uluslararası insan hakları sözleşmesinde özel olarak düzenlenmektedir. Tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelere göre herkes, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden eşit bir şekilde yararlanma; ayrımcılığın her türüne, şiddet ve taciz uygulamalarına karşı korunma hakkına Bu bağlamda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 2’nci maddesi “Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, bu Bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir.” hükmünühaizdir.
  2. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 14’üncü maddesine göre ise “Bu Sözleşme’de tanınan hak ve ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi başka bir durum bakımından hiçbir ayrımcılık yapılmadan güvence altına alınır.”
  3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında ayrımcılık; objektif ve makul bir neden olmaksızın, aynı durumdaki kişilere farklı muamelede bulunmak olarak tanımlanmıştır. (AİHM, Willis/Birleşik Krallık, B. No: 36042/97, 11/9/2002, para.48; AİHM, Okpisz/Almanya, B. No: 59140/00, 15/2/2006, para. 33). Farklı muamelenin objektif ve makul bir nedene dayanması hususu ise AİHM tarafından belirli kriterler çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bu durumda, söz konusu meşruluğun varlığı ilk olarak, demokratik bir toplumda geçerli olan ilkeler göz önünde bulundurularak söz konusu tedbirin amacı ile etkileri arasındaki ilişki bağlamında değerlendirilmelidir. Sözleşme’de belirtilen bir hakkın kullanılmasının ardındaki muamele farklılığının sadece meşru bir amaca yönelik olması tek başına yeterli değildir. 14’üncü maddedeki ayrımcılık yasağı, gerçekleştirilmek istenen amaç ile kullanılan araçlar arasında makul bir ölçülülük ilişkisi bulunmadığı takdirde de aynı şekilde ihlal edilmektedir (AİHM, Belçika Dil Davası, B. No: 1474/62;… 23/7/1968, para. 10). Mahkeme son zamanlardaki içtihatlarında ayrımcılığı kısaca, “göreceli olarak benzer durumda olan kişilere nesnel ve makul bir gerekçesi olmaksızın farklı davranılması” olarak tanımlamaktadır (AİHM, Zarb Adami/ Malta, B. No:17209/02, 20/09/2006, 71).
  4. AİHM’e göre benzer durumlardaki kişilerin gördükleri muamelede, belirlenebilir bir özelliğe dayalı bir farklılık varsa doğrudan ayrımcılıktan söz edilebilir (AİHM, Carson ve Diğerleri/ Birleşik Krallık [BD], B. No:- 42184/05, 16/3/2010, para. 61). Bir bireyin farklı muameleye tabi olması odağında gelişen doğrudan ayrımcılığın temelinde istenmeyen bir muamele vardır. Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Hakları Komitesinin 20 No’lu Genel Yorumu’nda doğrudan ayrımcılık şöyle tanımlanmıştır: “Bir bireyin benzer bir durumda diğer bir bireye göre ayrımcılığın yasaklandığı nedenler temelinde daha olumsuz bir muamele görmesi, ayrıca karşılaştırılabilir benzer bir durum söz konusu olmadığında ayrımcılığın yasaklandığı nedenler temelinde yapılan ve zarar veren eylemleri ya da ihmalleri de içerir.” (Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi; Genel Yorum 20; “Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklarda Ayrımcılık Yasağı”; UN Doc, E/C. 12/GC/20; 10 Haziran 2009; para. 10)
  5. Başvuran vekili başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin yalnızca kiracı olması nedeniyle ikamet ettiği sitenin otoparkından faydalandırılmadığını, Kat Mülkiyeti Kanunu ve Country Life Yönetim Planı uyarınca site otoparkından faydalanması gerektiğini, nitekim 2021 yılından bu yana otoparktan faydalandığını, site yönetimi ve ev sahibi tarafından kiracıları yıldırmak amacıyla böyle bir karar alındığını ve servet temelinde ayrımcılığa maruz kaldığını iddia
  6. Anayasa’nın 10’uncu maddesi ve 6701 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesi ile kişilerin hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşit muamele görme hakkı güvence altına alınırken, 6701 sayılı Kanun kapsamında cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılık yasaklanmıştır (TİHEK, No: 2022/629, K. No: 2022/792, 9/11/2022, para. 14).
  7. Servet temeli, uluslararası belgelerde çeşitli kavramlarla ifade edilmekte, sosyo-ekonomik statü, sosyal köken, sosyal statü, sosyal konum, sosyal durum, sosyal sınıf, mülkiyet, ekonomik durum, mali durum ve işsizlik gibi ayrımcılık temelleriyle birlikte ele alınmakta veya bu kavramların yerine kullanılmaktadır. AİHS’te “servet” kelimesi kullanılırken Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi’nde (ESKHK) “mülkiyet” ifadesi yer almaktadır (TİHEK, B. No:2022/480, K. No: 2022/926, 15/12/2022, para. 18).
  8. 6701 sayılı Kanun’daki servet temelinin kapsamına ekonomik ve sosyal durum, sosyal köken, sosyal statü gibi diğer temeller bağlamında kişinin doğrudan mali ve/ya mülkiyet durumundan kaynaklı yapılan ayrımcı muameleler de dâhil edilebilecektir (TİHEK, B. No: 2022/1449, K. No: 2022/939, 29/12/2022, 21). Servet temelinde farklı muamelenin ayrımcılık yasağını ihlal etmemesi için muamelenin nesnel ve makul bir gerekçeye sahip olması, orantılı olması ve muameleye tabi tutulan kişiye aşırı ve olağanın ötesinde bir külfet yüklememesi gerekmektedir (TİHEK, B. No: 2022/624, K. No: 2023/01, 9/1/2023, para. 17).
  9. Muhatap Site Yönetiminin uygulamasının yalnızca kiracılara yönelik bir uygulama olduğu ve mülkiyet durumundan kaynaklandığı, bu nedenle somut olayda servet temelinde farklı muamelenin olduğu Bu noktada incelenmesi gereken husus söz konusu farklı muamelenin haklı ve meşru bir gerekçeye dayanıp dayanmadığıdır.
  10. Muhatap Site Yönetimi, başvuruya konu olan uygulamanın otopark kullanım sorunlarının önüne geçilmesi amacıyla gerçekleştirildiğini, uygulamanın Kat Mülkiyeti Kanunu’na ve Country Life Yönetim Planı’na uygun olduğunu iddia Muhatap mülkiyet sahibi ise Country Life Site Yönetimi tarafından 11/9/2023 tarihinde otopark kullanımına ilişkin yönetim kurulu kararı alındığı, karar uyarınca kiracıların otopark kullanımına ilişkin mal sahiplerinden yazılı izin alması gerektiği, başvuranın kendisinden yazılı izin istemediğini iddia etmektedir.
  11. Başvuranın mal sahibinden yazılı izin istemediği iddiasına ilişkin olarak başvuran vekili, başvuranın ev sahibinden taahhütlü mektup ile izin istediğine dair mektup içeriğini ve tebliğ şerhini dosya kapsamında sunmuştur. Dolayısıyla mal sahibinden yazılı izin istenmediği iddiası gerçeği yansıtmamaktadır.
  12. Site Yönetiminin öne sürdüğü otopark kullanım sorunlarının önüne geçilmesi gerekçesi, haklı ve meşru bir gerekçe olarak değerlendirilememektedir. Nitekim muhatap Site Yönetimi tarafından otopark kullanım sorunlarının tam olarak ne olduğunun açıklanmadığı, site içerisindeki otopark yapılabilecek alan bilgisi, sitede kaç adet kiracının ikamet ettiği, site sakinlerinin kaçının birden fazla araca sahip olduğuna dair verilerin paylaşılmadığı, söz konusu karar alınırken bu hususların değerlendirilip değerlendirilmediğine dair bir bilgi ve belgelerin de sunulmadığı anlaşılmıştır.
  13. Muhatap ev sahibi vekili tarafından sunulan yazılı görüşte; ev sahibinin söz konusu karara muhalif olduğuna dair bir ifade bulunmadığı, karar gereğince başvuranın müvekkilinden izin istemesi gerektiği ve bu izni istemediği ifade edildiği göz önüne bulundurulduğunda muhatap ev sahibinin Yönetim Kurulu kararı uyarınca hareket ettiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla başvuruya konu olayda kiracılara yönelik servet temelinde yapılan farklı muameleden Yönetim Kurulu ile birlikte ev sahibinin de sorumluğu olduğu değerlendirilmektedir.
  14. Sonuç olarak muhatap Site Yönetiminin, 6701 sayılı Kanun kapsamında doğrudan ayrımcılık niteliğinde yalnızca kiracılara yönelik bir uygulama yürüttüğü; uygulamanın meşru bir amaç taşımadığı, muhatap ev sahibinin Yönetim Kurulu kararın uyarınca hareket ettiği anlaşılmış olup başvuranın, sunulan otopark hizmetinden diğer kişilere kıyasla eşit bir şekilde yararlanmasının muhataplar tarafından engellenmesi suretiyle servet temelinde ayrımcılık yasağının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.
  15. İhlalin etki ve sonucunun ağırlığı ile muhatapların ekonomik durumu ve hukuki konumu göz önünde bulundurularak ihlal konusu eylemle ilgili muhataplara ayrı ayrı olmak üzere 70.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.

V.  KARAR

  1. Başvuruda muhataplar tarafından AYRIMCILIK YASAĞININ İHLAL EDİLDİĞİNE,
  2. Muhataplar S.B.Y.Ö. ve Country Life Site Yönetimi hakkında 70.000,00’er TL (Yetmiş Bin’er TL) İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
  3. Kararın taraflara tebliğine ve KAMUOYUNA DUYURULMASINA, Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesine başvurulabileceğine,

6/11/2024 tarihinde, Alişan TİRYAKİ, Yunus Emre KARAOSMANOĞLU ve Zennure BER’in karşı oyları ile OY ÇOKLUĞUYLA karar verildi.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

wpChatIcon